İŞ GÜVENCESİ
HUKUKUNDA
İLKELER
İş güvencesi; sosyal devlet anlayışı gereği, iş sözleşmesinin güçlü tarafını teşkil eden işverene karşılık, sözleşmenin iş gücünü sağlayan işçinin çalışma hakkını koruyan bir kavramdır.
- İyi niyet Kuralları: Sözleşmenin her iki tarafını oluşturan işveren ve işçi kanunlarda öngörülen iyi niyet kurallarına uygun hareket etmek zorundadır. (4857 sayılı İş Kanunu md.5, TMK md.2)
- İşçinin Korunması İlkesi: Ekonomik yönden işverene bağlı olan ve sözleşmenin zayıf tarafını teşkil eden işçinin korunması sosyal devlet anlayışı gereğidir.
İş güvenliği hükümlerinin yürürlüğe girmesi ile belirli ve belirsiz süreli sözleşme ayrımı da önem kazanmıştır. Bazı işverenler; işçinin haklarını kullanamaması için tekrar tekrar belirli süreli sözleşmeler yapmaktadır. Yasa gereği esaslı bir neden olmadan tekrarlayan belirli süreli sözleşmelerin, en başından itibaren belirsiz süreli olduğu kabul edilir.
- İşçi lehine Yorum İlkesi: İş sözleşmesinin güçlü tarafını teşkil eden işverenin hazırladığı bir sözleşmede; yorumun eşit yapılması asıl eşitsizliğin doğmasına sebep olacaktır bu yüzden İş Hukukumuza hakim ilkelerden “işçi lehine yorum ilkesi” gereği sözleşme hükümlerinin değerlendirilmesinde ve uyuşmazlıkların çözümünde işçi lehine hareket edilmelidir.
- İş Güvencesi Hükümleri Emredicidir: Bu hükümler aleyhine sözleşmeye hüküm konulamaz, konulduğu takdirde ilgili hükümler geçersiz sayılır.
- Feshin Son Çare Olması İlkesi (Ultimo Ratio): İşveren keyfi işten çıkarımları yargı denetimindedir.